Kayıtlar

Bilmek isteyeceğin bir şey var!

Olymposlu Büyükler: Poseidon (Lat. Neptunus)

Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus'un kardeşidir . Kronos yenildikten sonra Zeus'un egemenliği kesinlikle gerçekleştikten sonra, Poseidon'a denizler üstünde egemenlik yetkisi düşmüştü. Zeus'tan sonra en önemli tanrıydı. Yunanlıların üç tarafı denizlerle çevrili bir bölgede yaşadıkları düşünülürse, bu tanrıya ne kadar saygı duydukları tahmin edilebilir. Özellikle kıyı kentlerinde ve adalarda, denizcilerin, balıkçıların ve tacirlerin piri olarak görülmüştür . En ünlü tapınağı Korinthos'ta bulunuyordu. Poseidon denizlerden başka toprağın da sahibiydi. Hesiodos onu "toprağın efendisi", "yeri sarsan" diye niteler. Yeryüzünün görünümünü değiştiren depremlerin yaratıcısı oydu. Bu bakımdan, iç bölgelerde yaşayanlar, özellikle yanardağ bölgeleri halkı ona özel bir tapınç sergiliyorlardı. Poseidon böylece elinde tuttuğu üç çatallı yabasıyla hem dalgaları kabartır, hem de toprağı sarsardı.  Üçlü yabası ile topraktan ve kayalardan su fışkırttığı için

Aphrodite Efsaneleri: Adonis

Resim
🔺Aphrodite’in sonraki gözdesi, yakışıklı ve genç avcı Adonis oldu. Adonis avının peşinden korkusuzca koştururdu, öyle ki tanrıça onun emniyeti için kaygılanırdı. Avcılığı bırakması ve tüm günü onunla geçirmesi için ısrar etti. Adonis, Aphrodite ile geçirdiği zamanı çok sevse de ormanlarda gezinmek de onun için vazgeçilmez bir tutkuydu. Hiçbir ısrar onu avcılıktan vazgeçiremezdi. Bir gün Adonis bir yaban domuzunun peşindeydi. Hayvanın yaralı olduğunu sanarak cesurca yanına yaklaştı, fakat domuz aniden üzerine geldi ve uzun sivri dişlerini genç avcının böğrüne sapladı. Adonis ormanda can çekişirken, Aphrodite o günkü avın trajik sonunu haber aldı ve onu kurtarmak için yanına koşturdu. Yumuşak tenini yırtan ve kanını çiçekler üzerine saçan dikenli çalılara ve canının yanmasına aldırış etmeden olabildiğince hızla ilerliyordu. Adonis’in yanına vardığında artık yapabileceği bir şey kalmamıştı, Adonis kendisini öpüp okşayan Aphrodite’e tepki veremiyordu. Cansız bedenini kolları arasın

Aphrodite Efsaneleri: Hephaistos, Ares ve Aphrodite

Resim
Aphrodite betimlemesi 🔺 Hera'nın yeryüzünü diğer tüm tanrıçalardan daha çok gözetlediğine şaşmamak gerek, çünkü biliyordu ki ölümlü kızların sahip olduğu güzellik yüce Zeus'u kolayca baştan çıkarak altın tahtından ayrılmasına neden olabilirdi. Dolayısıyla bir gün Olimpos'u çevreleyen beyaz bulutların arasından bakıp dalgalı denizlerin kucağında ancak rüyalarda mümkün olan güzellikte bir varlık gördüğünde sinirlenmekte haklıydı.  🔺 Hera'nın kıskanç bakışlarının hedefindeki kız o kadar güzeldi ki, sıradan insanlar gibi etten kemikten yaratılmış olması mümkün değildi. Hera, gördüğü şeyin kanlı canlı bir varlık olamayacağına öyle inandırmıştı ki kendini, bu yaratık gökkuşağının renklerinin ve denizin ak dumanının kendine oynadığı bir oyun olmalıydı. Okyanusun bağrında şefkatle uyuttuğu bu güzel varlığı batı yeli Zephyrus ağır ağır sahile taşıdı. Gün ışığı al yanaklarına düşüyor, dalgaların üzerinde salınan uzun saçları ise örülmüş altın gibi parıldıyordu. Tepesinde

Olymposlu Büyükler: Aphrodite (Lat. Venus)

Resim
🔺 Homeros'a göre, Zeus ile Dione'nin kızıdır. Hesiodos ise Theogonia'sında onun, Uranos'un Kronos tarafından kesilen erkeklik organlarından doğduğunu söyler. Ak çeliğin kestiği hayalara gelince; Dalgalı denize atar atmaz onları, Gittiler engine doğru uzun zaman. Bir kız türeyiverdi bu ak köpükten. önce kutsal Kythera'ya uğradı bu kız, Oradan da denizle çevrili Kıbrıs'a gitti. Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça, Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu Narin ayaklarının bastığı yerden. Aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar, Bir köpükten doğmuş olduğu için. (Çev.: A. Erhat- S. Eyüboğlu) 🔺 Aphrodite'ye eşlik eden, onun alayını oluşturan varlıklar arasında Eros başta gelmektedir. Eros adına Homeros'ta rastlamıyoruz. Hesiodos, Theogonia'da, Eros'un Khaos'tan doğduğunu söyler. Başka efsaneler onu, Aphrodite ve Ares'in oğlu olarak gösterirler. Efsane, keskin biçimini geç bir çağda kazanır. Annesine karşı bile acımas

Olymposlu Büyükler: Hestia (Lat. Vesta)

Resim
🔺 Hestia ateş ile ilgilidir. Aile ocağını, daha geniş anlamda insan topluluğunu, kenti, simgeler. Bu bakımdan, ailenin koruyucusu olduğu kadar soyun ve devletin de koruyucusu sayılır.  🔺 Kronos ile Rheia'nın kızı, Zeus ile Hera'nın kız kardeşidir. Evlenmek istememiş ve ömrü boyunca bakire kalmak istemiştir. İnsanlık dünyasının merkezi sayılan Delphoi'de (Yunanistan), Apollon tapınağındaki ateşi, Yunanistan'ın dinsel birliğini temsil ediyordu. Yuvarlak planlı olan Hestia tapınaklarının sayısı pek fazla değildir. Heykellerine de az rastlanır. Tanrıça, ayakta veya oturarak, sakin ve ciddi tavırlı bir genç kadın olarak, belirli bir işareti olmaksızın, kimi zaman başından omuzlarına inen bir örtü ile tasvir edilir. 

Hephaistos Efsaneleri: Akhilleus'a Yardım

Resim
Akhilleus 🔺Troya savaşı sırasında, çok kanlı bir çarpışmada, Troyalıların önderi Hektor, Akhilleus'un en sevdiği arkadaşı Patroklos'u öldürür. Yunanlı önder Agamennon'a kızgın olan Akhilleus, savaştan çekilmiş ve silahlarını ve zırhını Patroklos'a vermiştir. Patroklos'u öldürdükten sonra, silahlarını ve zırhını soyar ve zafer işareti olarak kendisi giyinir. Akhilleus, arkadaşının öcünü almak için bile savaşa giremez, çünkü silahsızdır. Bunun üzerine annesi Thetis, ateş tanrısı Hephaistos'a gider ve şöyle der: İşte dizlerine sarılıyorum, yalvarıyorum sana şimdi kısa ömürlü oğluma bir kalkan, bir tolga ver, bir zırh yap ona, iyi uyan topukluklar, güzel dizlikler. Troyalılar elinde can veren dostu hepsinden etti onu Oğlum da şimdi yere serilmiş kıvranıyor tas içinde.  🔺Hephaistos, kendisini kurtarıp büyüten gümüş ayaklı tanrıça Thetis için elinden geleni esirgemez. Dört yanı işli büyük bir kalkan yapar önce; sonra ateşin ışıltısından daha parlak bir

Olymposlu Büyükler: Hephaistos (Lat. Vulcanus)

Resim
🔺 Ateş tanrısı Hephaistos, Homeros'a göre Zeus ile Hera'nın oğludur. Hesiodos, onun sadece Hera'dan doğduğunu söyler. Zeus'un alnından Athena'yı çıkarmasına öfkelenen Hera, hiç kimseyle birlikte olmadan, yalnızca hıncının ve öfkesinin bir ürünü olarak, ateş tanrısını doğurmuştur.  🔺 Hephaistos, Troya savaşıyla ilgili bir tartışmada annesinin tarafını tutar. Buna kızan tanrılar kralı, Hephaistos'u bacağından yakaladığı gibi gökten aşağı atar. Hephaistos, tam bir gün yuvarlandıktan sonra, güneş batarken düşer Lemnos adasına. Bu kaza sonunda topal kalır Ateş tanrısı. 🔺 Ayrıca, çirkindir de. A ma topallığına ve çirkinliğine rağmen, üç güzel tanrıçaya kocalık etmiştir. İlyada'da onu, Kharit'lerden Kharis (Zarafet) ile evli olarak görüyoruz. Odysseia'da Aphrodite 'in kocasıdır. Ares ile ilgili bölümde, Aphrodite'in, kocası Hephaistos'u savaş tanrısı Ares ile nasıl aldattığını anlatmıştım. Hesiodos, Kharit'lerin en genci Aglai