Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aphrodite Efsaneleri: Adonis

Resim
🔺Aphrodite’in sonraki gözdesi, yakışıklı ve genç avcı Adonis oldu. Adonis avının peşinden korkusuzca koştururdu, öyle ki tanrıça onun emniyeti için kaygılanırdı. Avcılığı bırakması ve tüm günü onunla geçirmesi için ısrar etti. Adonis, Aphrodite ile geçirdiği zamanı çok sevse de ormanlarda gezinmek de onun için vazgeçilmez bir tutkuydu. Hiçbir ısrar onu avcılıktan vazgeçiremezdi. Bir gün Adonis bir yaban domuzunun peşindeydi. Hayvanın yaralı olduğunu sanarak cesurca yanına yaklaştı, fakat domuz aniden üzerine geldi ve uzun sivri dişlerini genç avcının böğrüne sapladı. Adonis ormanda can çekişirken, Aphrodite o günkü avın trajik sonunu haber aldı ve onu kurtarmak için yanına koşturdu. Yumuşak tenini yırtan ve kanını çiçekler üzerine saçan dikenli çalılara ve canının yanmasına aldırış etmeden olabildiğince hızla ilerliyordu. Adonis’in yanına vardığında artık yapabileceği bir şey kalmamıştı, Adonis kendisini öpüp okşayan Aphrodite’e tepki veremiyordu. Cansız bedenini kolları arasın

Aphrodite Efsaneleri: Hephaistos, Ares ve Aphrodite

Resim
Aphrodite betimlemesi 🔺 Hera'nın yeryüzünü diğer tüm tanrıçalardan daha çok gözetlediğine şaşmamak gerek, çünkü biliyordu ki ölümlü kızların sahip olduğu güzellik yüce Zeus'u kolayca baştan çıkarak altın tahtından ayrılmasına neden olabilirdi. Dolayısıyla bir gün Olimpos'u çevreleyen beyaz bulutların arasından bakıp dalgalı denizlerin kucağında ancak rüyalarda mümkün olan güzellikte bir varlık gördüğünde sinirlenmekte haklıydı.  🔺 Hera'nın kıskanç bakışlarının hedefindeki kız o kadar güzeldi ki, sıradan insanlar gibi etten kemikten yaratılmış olması mümkün değildi. Hera, gördüğü şeyin kanlı canlı bir varlık olamayacağına öyle inandırmıştı ki kendini, bu yaratık gökkuşağının renklerinin ve denizin ak dumanının kendine oynadığı bir oyun olmalıydı. Okyanusun bağrında şefkatle uyuttuğu bu güzel varlığı batı yeli Zephyrus ağır ağır sahile taşıdı. Gün ışığı al yanaklarına düşüyor, dalgaların üzerinde salınan uzun saçları ise örülmüş altın gibi parıldıyordu. Tepesinde