Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Olymposlu Büyükler: Artemis (Lat.Diana)

Resim
Zeus'un Leto'dan olma kızıdır. Kardeşi Apollon nasıl güneşle bir tutuluyorsa, Artemis de ay ile bir tutulur. Üçlek bir tanrıçadır: 1) Avcılık ve bakirelikle ilgili efsanelerde yer alan Artemis; 2) Ay tanrıçası Selene; 3) Gecenin karanlık gücüne egemen Hekate. Artemis'i İlyada'da ok, yay, at ve arabayla ilgili olarak görüyoruz. Ne ki bu araçlar sonraki kaynaklarda olduğu gibi av ve avlanma amacıyla değil, insanlara hızlı ve acısız ölüm vermek için kullanılır. Nitekim erkeklerin ani ölümü Apollon eliyle, kadınlarınki ise Artemis eliyle olur. Apollon gümüş yaylı olmasına karşın, bu okçu tanrıça altın yaylıdır. Efesli Artemis dışında, Artemis'i genellikle çevik ve narin bir kız olarak, kısa ve açık bir giysi içinde, sandallarla, ok, yay ve oklukla,bir köpek veya geyik eşliğinde, kimi zaman da Ay'ı simgeleme niteliğine ilişkin olarak meşaleyle tasvir edilmiş görürüz. Bakireliğinin simgesi olarak da başına gebe kalmamış Ay anlamında, bir hilal taşır.

Apollon Efsaneleri: Daphne

Resim
Apollon zavallı Clytie'ye karşı sergilediği taş kalpliliğinin cezasını güzeller güzeli orman perisi Daphne'nin aşkına talip olup umduğunu bulamayarak çekti.  Bir gün Apollon ormanda gezinmekteydi, ansızın çiçek toplayan Daphne'ye rastladı. Daphne'nin güzelliği ve zarafeti karşısında öyle büyülendi ki onun aşkını dünyadaki her şeyden daha çok arzuladı . Onu ürkütmemek için hiç kıpırdamadan hafifçe ismini fısıldadı. Sesi duyan peri hızlıca arkasını dönerek ürkek gözleriyle ona baktı. Apollon tekrar hafif bir ses tonuyla konuşup kendisinin ne bir avcı ne de bir çoban olduğnu, bu yüzden korkmasına gerek olmadığını söylerken, Daphne'nin içini korku ve şaşkınlık kapladı. Apollon'un ısrarcılığından ürken Daphne yine de uzak durdu; Apollon daha da ileri gidip yanına yaklaşmayı denediğinde ise ormanın iç kısımlarına doğru koştu. Reddedilmesine öfkelenen tanrı onu takip etti; peri ne kadar hızlı koştuysa da onu kazanmak için her zamankinden daha kararlı olan takip

Apollon Efsaneleri: Clytie

Resim
Clytie Tasviri Ölümlüler arasında pek çok güzel genç kız vardı; bu kızlar yüce gökyüzünden kendilerine kur yapmak için inen genç tanrı Apollon'un ilgisine karşılık vermeye gönülden razıydılar. Clytie Tasviri Her sabah ateşten atlarının çektiği arabasıyla gökyüzünde bir uçtan diğerine geçerken, bir genç kız iç geçirerek tepesinden süzülen parıltıyı seyre durur, görkemli Apollon'un kendisine bakması için dua ederdi. Bu duaların yanıtsız kaldığı çok enderdi; fakat nadiren de olsa aşkına karşılık bulamayan genç kızlar kara sevdadan eriyip muma dönerdi.  Haşmetli tanrıya tapan fakat aşkının karşılığını alamayan bir genç kız da Clytie idi. Bütün gözyaşı ve iç çekişlerine rağmen bulduğu tek şey soğukluk oldu. Her gün Apollon'u karşılamak için şafak sökmeden uyanır tüm gün, ta ki son gün ışığı tepelerin ardında kaybolana kadar onu izlerdi. Lakin genç tanrı kızın acısına duyarsız kaldı. Clytie üzüntüden öyle sararıp soldu ki, Zeus ışıkları nereyi aydınlatırsa aydı

Apollon Efsaneleri: Marsias

Resim
Arachne'nin başına gelenler tanrılara şirk koşanlara yeterince ibret olmamış olacak ki Marsias adındaki bir genç kibrine yenik düşerek flüt çalmadaki ustalığıyla böbürlenmekte hatta kendini Apollon ile bir tutmaktaydı. Marsias doğuştan bir müzisyen değildi, bir çoban olarak -bazı kaynaklarda bir satir olarak- dünyaya gelmişti.  Kırsalda bir nehir kenarına oturmuş sürüsünü otlatıyorken  yakınlardan gelen bir müzik sesi duyduğu güne dek ömründe ne bir flüt görmüş ne de sesini duymuştu. Bu müzisyenin kim olduğunu merak etse de onu ürkütmemek için oturup bekledi; hemen ardından akıntı Marsias'ın ömründe hiç görmediği bir şey -bir flüt- getirdi. Hemen sudan çekip aldı fakat müzik kesilmişti; böylece müziğin elinde tuttuğu tuhaf şeyden geldiğini anlamıştı. Flüdü dudaklarına dayadı ve aynı hoş melodi kulaklarını doldurdu. Flüt her insanın kullanabileceği bir şey değildi, bu güzel enstürman bizzat Athena'ya aitti. Tanrıça akarsuyun kenarına gizlenmiş flüt çalmadaki becerisini sın

Olymposlu Büyükler: Apollon (Lat.Apollo)

Resim
Apollon tanrının asıl doğuş yeri Anadolu kıyıları , yani Lykia ve özellikle Lykia'da tanrının doğduğu kent sayılan Patara'dır, ama sonradan önce adalarda, sonra Yunanistan'da kültü yayılınca bir çok yerler tanrıya beşik olma şerefini elde etmek için efsaneler düzdürmüşlerdir, bunların arasında başta gelen ve en çokda tutulan Delos efsanesi... (Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü 1989,s.51) Leto (Lat. Latona), Zeus'la birleşerek Apollon ve Artemis'i doğurur. Leto gebe kalınca, ya doğacak güçlü tanrıdan ya da amansız Hera'nın hışımından korktukları için, hiçbir ülke kabul etmez onu. Bir sığınak bulmadan oradan oraya sürüklenen Leto'yu sadece Delos adası kabul eder. Fakat bir koşulla: Delos, kıyılarını denizin dövdüğü, kayalık ve kısır bir topraktır. Doğacak tanrının ilk tapınağı burada kurulacaktır ve tanrı, adadan hiçbir şey esirgemeyecektir. Leto, bütün bunların gerçekleşeceğine, Gaia, Uranos, ve Styks adına ant içer. Leto’nun çilesi bununla da bit

Athena Efsaneleri: Arachne

Resim
Dokumadaki becerisiyle övünen Arachne adlı bir genç kız yaşardı dünyada, dünyanın hiçbir yerinde dengi olmadığıyla böbürlenirdi. Birileri ne zaman onunla konuşsa, her vakit yalnız bu becerisinden söz ederdi. Ne zaman ki bir yabancı dinlenmek üzere kapısının önünde dursa hemen ona dokumalarını gösterir ve seyahati boyunca daha iyisine rastlayıp rastlamadığını sorardı. Çok geçmeden kendisini bu söylediklerine o kadar inandırdı ki kendini tanrıça Athena ile mukayese etmek gafletine düştü. Bu gözü karalığı karşısında ürken ve bunların Athena'nın kulağına gitmesinden endişelenen dostları kibrine kapılmaması için ona yalvardı. Fakat Arachne gözünü daha da karartıp tanrıçaya meydan okumaktan çekinmeyeceğini açıkça dile getirdi. Bu sözleri Apollon'un kuzgunu işitti ve derhalduyup gördüklerini anlatmak için Olympos'a uçtu.  Athena Arachne'nın kibrinden haberdardi ancak umursamaya tenezzül etmemişti. Lakin ölümlü bir kızın tanrıçadan üstün olduğunu iddia ettiğini duyunca onu