Olymposlu Büyükler: Apollon (Lat.Apollo)
Apollon tanrının asıl doğuş yeri Anadolu
kıyıları, yani Lykia ve özellikle Lykia'da

Leto (Lat. Latona), Zeus'la birleşerek
Apollon ve Artemis'i doğurur. Leto gebe kalınca, ya doğacak güçlü tanrıdan ya
da amansız Hera'nın hışımından korktukları için, hiçbir ülke kabul etmez onu.
Bir sığınak bulmadan oradan oraya sürüklenen Leto'yu sadece Delos adası kabul
eder. Fakat bir koşulla: Delos, kıyılarını denizin dövdüğü, kayalık ve kısır
bir topraktır. Doğacak tanrının ilk tapınağı burada kurulacaktır ve tanrı,
adadan hiçbir şey esirgemeyecektir. Leto, bütün bunların gerçekleşeceğine,
Gaia, Uranos, ve Styks adına ant içer. Leto’nun çilesi bununla da bitmez. Tam dokuz
gün dokuz gece doğum sancıları çeker. Yine de doğuramaz. Birçok tanrınıni Leto’nun
başında sevgiyle beklemesine karşın, Hera’nın alıkoyduğu ebe tanrıça Eileithya
bir türlü gelmez. Sonunda Olympos tanrıları “ayağı tez” İris’i göndererek ebe
tanrıçayı getirtirler.

Anası emzirmez Apollon’u. Tanrıça Themis, nektar ve ambrosia ile besler
onu. Çiçeklere bürünür kayalık Delos.
Apollon adının anlamı bilinmese de, ona eklenen Phoibos sıfatının “parlak,
ışık saçan, ışıtan” anlamına geldiği konusunda kuşku yok. Ne ki Apollon, güneş
veya ışık tanrısı değildir. (Asıl güneş tanrısı Helios’tur)
Apollon adına eklenen bir başka sıfat da “okçu, hedefi vuran, gümüş yaylı’dır.
İlyada’nın ilk dizelerinde “omuzlarında yayı, iki ucu kapalı okluğu ile”
tanıtılır. Bu yeteneğini kardeşi Artemis ile paylaşır. Onların okuyla ölmek,
tatlı, acısız, ani bir ölüme kavuşmak demektir.
Apollon, biliciliğin ve musikinin de tanrısıdır. “Altın kılıçlı”, “altın
saçlı’dır. Pek fazla savaş macerası yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder